Modernite'nin içinden Mondrian'a uzandığımızda ise, (tam da Tanpınar'ın durduğu noktadan) sanatçının yeni dünyanın başkentini hücreler, 'node'lar ve hatta 'byte'lar olarak algıladığını söyleyebiliriz: Metropol kendini bir iletişim ağı olarak tekrardan kurarken mekan gözden yitiyor. En büyük şirket merkezinin (Corporate Headquarters) başka bir mekanda (cyberspace) kendini kurguladığı, ve ışık hızındaki bilgi otoyolundan seyahat edilen zamanlarda geriye dönüp bakmak gerekiyor. Baktığımız pencerede (ekran) ise o bize bırakılan boşluğu duyumsayamak ve bir dizi felaketin birbiri üzerine yığılan harabesini barındıran metropolü bir ören yeri olarak kazmaya başlamak gerektir.

The Pope, Nisan 2000
 
 
köln   san francisco